17 Nisan 2011 Pazar

Türk'ün Beyaz Eşyayla İmtihanı 2

Yeni buzdolabımızı teslim etmeye gelen iki kişi, evdeki geçici buzdolabını görünce şöyle dediler, "Biz ancak eskisini alırsak size yenisini verebiliriz. Elimizdeki seri numarasıyla sizin geçici buzdolabının seri numarası aynı değil". "O zaman gidin eski buzdolabımızı her neredeyse oradan alın" dedik. Olmazmış, çünkü eski buzdolabını götüren firma başka, geçiciyi getiren firma başka, yenisini getiren firma başkaymış. Bir de memlekette işsizlik var diyorlar! Böylece, aşağıda kamyon, içinde yeni buzdolabı, yanında servisçiler, ellerinde telefon, yukarıda eşim, elinde telefon, mutfakta ben, karşımda geçici buzdolabı, hep bir ağızdan bildiğimiz, bilmediğimiz kişilere bağırıp çağırmaya, küfür kıyamet saydırmaya başladık.

Eşimin feryatları fayda etmedi. Emir demiri kesti ve yeni buzdolabımız geldiği gibi geri gitti. Tüm bu olaylar sırasında metanetini hiç bozmadan sorunları ÇÖZEMEYEN müşteri temsilcisi, bana şöyle bir öneride bulundu "Size eski buzdolabınızı yollayalım. Sonra da yenisini yollayalım. Değiş tokuş yapılsın.". İki metrelik buzdolabını beş kat sırtında inip çıkaracak olan servisçilere kendisi acımıyorsa benim hiç acıyamayacağımı söyledim ve sordum, "Peki geçici buzdolabını ne yapacağız?". Cevabının basitliği harikaydı, "Bir hamal tutup indirteceksiniz, beni de arayacaksınız, onu alacak servisi yollayacağım". Sorun çözmeme kararlılığının gerektirdiği becerileri öğretmek üzere, bu kişiden bir seminerde filan yararlanmak gerektiğini düşünüyorum.
Sonuçta 1,5 ay sonra çalışan bir buzdolabımız oldu. Sinir harbi, telefon paraları ve işe gidilemeyip buzdolabı servisi beklenen günler yanımıza kar kaldı. Arkası yarın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder